Türkiye artık resmen olmasa da fiilen seçim sathı mailinde sayılır. Zaten -zamanında yapılacak olursa- yalnızca bir yıl kaldı sandık başına gitmemize. Dolayısıyla iktidar değişimi konusunun bugünlerde daha önceki dört yılda konuşulduğundan daha fazla gündemi işgal etmesi gayet normal. Mevcut hükümetin yönetim pratiklerinin sonucu olarak iyice yıprandığı ve kan kaybettiği de ortada olduğuna göre Cumhur İttifakının gündeminde yeni bir tarz-ı siyaset olup olmadığının tartışılması doğal. Aynı şekilde muhalefet cephesinin muhtemel bir iktidar değişikliğine yönelik hazırlığının merak konusu olmasında da şaşılacak bir durum yok.
Ne var ki bu tartışmaların sağlıklı bir zeminde ve rasyonel bir çerçevede sürdürüldüğünü söyleyebilir miyiz? Ne yazık ki bunu söyleyemiyoruz. Çünkü hem iktidar kanadında hem de muhalefet cephesinde rasyonalite ile ilişkisi problemli kesimler var.
İktidar kanadının durumu ortada. Kötü yönetimin yol açtığı problemler yüzünden seçmen desteğinin azaldığı şeklindeki son derece somut bir gerçeği reddederek bugüne kadar geldi. İnat edildi, yapılan yanlışların hiçbirinden geri dönülmedi. Şimdilerde ise “Sorunlar var ama bunları ancak yine ben çözerim”...