İktidar partisi seçim kampanyasını rakiplerinin PKK ve FETÖ’den talimat aldığı, LGBT’ci olduğu gibi tuhaf iddialar üzerinden yürütüyor. Kendi dönemlerinde memleketin başına gelen tahribat gündeme gelmesin diye akla hayale gelmeyecek konular ortaya atıp bunları tartıştırmaya çalışıyorlar.
Esas olarak mevcut siyasi iktidarın kaderini oylayacağımız önümüzdeki seçimi sanki “PKK’ya evet mi hayır mı” sorusunun cevaplanacağı bir referandum gibi göstermek istiyorlar. Bu akıllıca kurgulanmış siyasi stratejiyi ellerindeki bütün iletişim kanallarını senkronize şekilde seferber ederek uyguluyorlar.
Bunun yanısıra, neye dayandığı belli olmayan her türlü suçlama havada uçuşuyor: Bunlar başörtüsünü yasaklayacak, bunlar Diyanet’i kapatacak, bunlar Ayasofya’yı kilise yapacak…
Açıkçası, belden aşağı yöntemler kullanılarak bir siyasi mücadele yürütülüyor. Ancak bu siyasi mücadelenin güya Türkiye’nin bekası ve dünyaya İslam’ın hâkim kılınması gibi yüce hedefler doğrultusunda yürütülen mukaddes bir dava olduğuna inanmamız isteniyor.
“Yalanla, dolanla, iftirayla mı hizmet ediyorsunuz davanıza” denildiğinde yaptıklarını savunmak için...