Yahya Kemal için “konuşur gibi şiir söyleme tavrı Türk şiirine getirdiği yeniliktir” demiştik. Mırıldanan, sayıklayan, yakaran. . . bir şiir dilinin ve dolayısıyla sonraki kuşaktan şairlerin öznel yaşantılarını dile getirmelerinin yolunu açmıştır. Yani bir anlamda modern Türk şiirine babalık yapmıştır. Yahya Kemal İlk önce Hece’nin İkinci Kuşağı (Necip Fazıl, Dıranas, Tarancı) olmak üzere -Yahya Kemal’in dünyasıyla ilgisi yok gibi görünen- sonraki bütün kuşaklar onun açtığı çığırda kendi şiirlerini, kendi özgünlüklerini, kendi seslerini var etmişlerdir. Ama yine de bugünkü modern şiir tanımımızı eksiksiz karşılayan bir örnek sayamıyoruz Kendi Gökkubbemiz şairinin eserini. Modern şiire açtığı o devasa yenilik kapısına rağmen… Bunun başlıca iki sebebi var: Ahmet Haşim Konuşur gibi şiir “söyleme” tavrını Türk şiirine getirdiğini söylediğimiz Kendi Gökkubbemiz şairi kimileyin mırıldanır gibi, sayıklar gibi şiir söylemiş olsa da -galiba Erenköyü’nde Bahar dışında- mırıldanan, yakaran, sayıklayan öznenin kendi kişisel deneyiminin dile gelişine rastlanmaz bu şiirde. Belki de “şiirde mırıldanan”, “şiirde sayıklayan”… bir şair olmadığından.