Siz bu satırları okurken Hollanda’daki seçimin sonuçları netleşmiş olacak. Dolayısıyla Türkiye ile Hollanda arasındaki gerilimin bu seçime nasıl yansıyacağına ilişkin öngörüler doğrulanmış veya yanlışlanmış olacak. Ne var ki konunun Türkiye ayağına ilişkin öngörülerin isabet değerini görmek için daha bir ay var.
Görüldüğü kadarıyla hem iktidar cephesinde hem de muhalefet bloğunda bu diplomatik krizin seçmeni evet yönünde motive edeceği fikri hâkim. Hatta bazı muhalefet sözcüleri Almanya ve Hollanda ile yaşanan krizi iktidar cenahının bilerek hazırladığını iddia ediyorlar. Bu şekilde evet oylarının artması sağlanacak diyorlar. Buna mukabil, doğrudan ülkenin milli çıkarlarıyla ilgili olmayan bir kavganın oluşturduğu gürültü-patırtı görüntüsünün iktidar kanadına oy kaybettireceğini düşünenler de yok değil.
Peki, bütün bu beklentiler ne derecede makul? Anketlerin aksine, herkesin seçimde kullanacağı oyun rengi konusunda şimdiden belirli ölçüde bir karara varmış olduğunu varsayarak soruyorum: Seçmenin şu ya da bu olaydan etkilenerek sandıkta kullanacağı oyun rengini değiştirmesi ne kadar mümkün?
***
Çok büyük ölçekli bazı toplumsal hadiselerin seçim sonuçlarına etki etmesi mümkün elbette. Bunun pek çok örneğini geçmişte gördük, yaşadık. Söz gelimi, İspanya’da 2004’deki seçimden birkaç gün önce meydana gelen bombalı tren saldırısının El-Kaide tarafından gerçekleştiği öğrenilince iktidar partisi favori olarak girdiği seçimden büyük bir yenilgiyle çıkmıştı. Bunun sonucunda daha önce seçimle ilgili pek ümit taşımayan muhalefetteki sosyalistler sürpriz bir şekilde iktidara gelmişti.