Son zamanların dikkat çeken gelişmelerinden biri iktidar çevrelerinin dilindeki “dış güçler” retoriğinin görünür derecede geriye itilmiş olması. Galiba her kapıyı açan maymuncuk özelliğini kaybetti bu iddia aradan geçen sürede. Çünkü insanlar ülkede olup bitenlerin sorumluluğunun devleti yöneten kadrolarda olduğunu düşünüyorlar.
Bu yüzden olsa gerek, yeni seçilen enstrüman “hükümet ne yapsın” retoriği. Yaşanan sorunların kaynağı olarak daha rasyonel açıklamalar ileti sürülmeye çalışılıyor. “Evet, birtakım sorunlar var ama pandemi ve Ukrayna savaşının etkileri bunlar. Bakın, bütün dünyada enflasyon var” deniliyor artık.
Doğru ama dünyadaki en kabadayı enflasyon yüzde yedi, Türkiye’de ise -üstelik TÜİK hesabıyla- yüzde 73… Çünkü bizdeki sorun milli paramızın değerinin kalmamış olması. Bunun da sebebi uygulanan ekonomi politikaları.
Aynı şekilde “Benzin, mazot her yerde pahalı… Hükümetin buna karşı yapabileceği bir şey yok” savunması her bakımdan yanlış ve yanıltıcı. Burada da mesele petrolün varil fiyatlarındaki artış değil bir defa. Yine milli paramızın değersiz...