20 yıllık, 30 yıllık değil… Türkiye’nin en az iki yüz yıllık
kazanımları ortadan kalktı son birkaç yıl içinde.
Biliyorsunuz, 19. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı devleti ekonomik,
askeri ve siyasi gücünü büyük ölçüde kaybetmişti. Savaşma
kabiliyetinden eser kalmamış olan itaatsiz yeniçeri ordusu idare
için baş ağrısından başka bir şey değildi.
Bu arada merkezi otorite çökmüş, ülkenin dört bir yanında derebeylikler ortaya çıkmış, bunların bir kısmı yarı özerk yönetimlere dönüşmüş, yetmezmiş gibi etnik unsurlar ayrılıkçılık cereyanına kapılmıştı. Bu arada devlet maliyesi de iflasın eşiğinde, vergi toplamayı bile başaramaz durumdaydı.
İdare köhnemiş, sistem çalışmaz hale gelmişti. Devlet kadrolarında ehliyet ve liyakat arama alışkanlığı ise daha 17. asırda sırra kadem basmış bulunuyordu. Medreselerde beşik uleması, sarayda cariyeler ile dalkavuklar, askeriyede kabadayılar düdük öttürüyordu.
Koçi Bey raporlarında devlette yaşanan sıkıntıları rüşvet, yolsuzluk, kayırmacılık ve özetle kötü yönetim olarak gösterir. Kanuni ile birlikte padişahların yönetim kadrolarıyla ilişkilerinin zayıfladığını ve bunun sonucunda devlet işlerini yalnızca kendi dar...