CUMARTESİ YAZILARI Biraz zorlamayla söyleyecek olursak, Katalanların geçmişte müstakil bir devletleri vardı: Tarih kitaplarında Aragon Krallığı veya Aragonya adlarıyla bahsi geçen devletin -yöneticileri olmasa da- ahalisinin çoğunluğu Katalanlardan oluşuyordu ki o çağlarda tahtta oturan kişilerin etnik kimliği önem taşımıyordu. Yine tarih kitaplarından hatırlanacağı üzere, bugünkü İspanya vakti zamanında Kastilya Kraliçesi Isabella ile Aragonya Kralı Ferdinand’ın evlenmeleriyle siyasi birliğine kavuşmuştu. Yani, bir espriyle ifade etmek gerekirse, Katalanlar evlilik yoluyla İspanyol olmuşlardı. Bu hadiseden kısa bir süre sonra ise reconquista tamamlanmış, Müslümanlar ve Yahudiler yarımadadan bütünüyle “temizlenmişti”. Bu etnik temizlik bugünkü İspanya’nın sosyoekonomik çehresini de şekillendiren ve bugünkü sorunları da anlamamız için önem taşıyan bir hadise… Evlilikleriyle “birleşik İspanya”yı oluşturan çiftin kızları Juana da bilahare Habsburg ailesinden Güzel Philip’le evlendi. Böylece yine bir nikah kerametiyle -daha doğrusu kıtada cari olan veraset sistemi sayesinde- Isabella ile Ferdinand’ın torunu Şarlken (Charles Quint, V. Carlos) Avrupa’nın yarısına hükmetmek üzere Kutsal Roma Germen İmparatoru oldu. Yine veraset sitemi gereğince bu unvan daha sonra Şarlken’in kardeşi Ferdinand’a geçince İspanya Krallığı Alman bölgelerindeki egemenliğini kaybetti ama merkezi Kastilya olan büyük bir imparatorluk vardı artık. *** Avrupa’nın batı ucunda İspanyol imparatorluğunun temelleri atılırken doğu ucunda ise Osmanlı İmparatorluğu tarih sahnesine çıkıyordu. Biri “İslam’ın kılıcı”, öbürü “Katoliklerin koruyucusu” rolündeki iki büyük imparatorluk bir anlamda eski Roma düzeninin iki coğrafi parçasını teşkil etmekteydi.