Yanlışın yanlış olduğunu söylemekten dilinizde tüy bitiyor ama yanlış yapan yanlış yapmaktan vaz geçmiyorsa bu durumda milletin hakemliğini beklemekten başka çare yoktur. Tahribatın daha fazla büyümemesi için yapılacak iş ise sandığa “bir an önce” gitmek için sesinizi alabildiğine yükseltmektir.
Siyasi iktidarlar devlet makinasını millet adına yönetmek üzere iş başına gelirler. Yönetmeyi beceremeyen de gider. Serbest seçimlerin yapıldığı ülkelerde demokratik yollarla iktidara gelen yönetimler başarısız olduklarında sandığın kararıyla görevlerini yeni gelene devrederler. Türkiye’de de bugüne kadar bu oldu, bundan sonra yine bu olacak.
Gitmemek için bahane arayan da bahanesini millete beğendirmek zorundadır. Kötü yönetimin bahanesi olmaz aslında ama bahanenizi millet kabul ederse yerinizde kalırsınız. Bunun dışındaki senaryolara kimsenin prim vermemesi gerekir.
Türk ekonomisinin kara günü olan 23 Kasım’ın akşamında özellikle Pensilvanya tayfasının ve neye hizmet ettiği meçhul bazı marjinal yapıların sosyal medyayı kullanarak yaptıkları kışkırtıcı...