AK Parti genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan geçenlerde yine “jenerik” nitelikte bir ifade kullandı; partisinin içindeki huzursuz veya memnuniyetsiz kesimleri yeniden kazanmayı kastederek “kırık kalpleri tamir edeceğiz” dedi. İktidar partisiyle yollarını ayırma noktasına gelmiş kişilerin durumunu “kalp kırıklığı” olarak açıklayan ve bunların olumsuz yaklaşımlarını değiştirme arzusunu “tamir” benzetmesiyle dile getiren bu söz tıpkı “Kızgın demiri soğutmak” gibi akılda kalıcı bir simgesellik taşıyor. Ancak son yerel seçimler esnasında “zillet ittifakı”, “yallah kürdistan’a”, “Pontus”, “çünkü çaldılar” gibi beyanlarla keskinleştirilen toplumsal kutuplaşmanın simgesi olan “ısınan demir”in soğutulabildiğini söylemek zor. Dolayısıyla böylesi sözden eyleme geçmeyen niyet ifadelerinin toplumda kolayca karşılık bulması beklenmemeli. Diğer yandan kalp kırıklığı bir duygusal durumu anlatıyor. Partinin tabanında partinin tavanına yönelik tepkilerde muhakkak ki böyle bir duygu boyutu da vardır. Buna ister kalp kırıklığı deyin ister hayal kırıklığı… Ne var ki AK Parti iktidarlarının özellikle son dönemde benimsediği siyaset ve hayata geçirdiği uygulamalar karşısında duyulan memnuniyetsizliği ve yapılan itirazları yalnızca duygu boyutunda izah etmeye kalkışmak meselenin gerçek mahiyetini görmezden gelmek olur. Bu yaklaşım dolayısıyla “kırık kalpleri tamir etmek” için de iyi bir başlangıç noktası olamaz. *** En yetkili merciden yapılan açıklamadan anladığımıza göre AK Parti tabanında “kalbi kırık” bir kesim var ama bunların kalbinin niye kırık olduğu belli değil. Çünkü kalplerin kırılmasına yol açacak bir sebep yok ortada.