CUMARTESİ YAZILARI
Kleopatra’nın burnu biraz daha kısa olsaydı bugün dünyanın çehresi de bambaşka olurdu, demiş Pascal. Demek istediği, Kleopatra daha az güzel olsaydı Caesar ve Antonius belki Mısır kraliçesine aşık olmayabilirlerdi. Bu durumda Augustus’un yönetimi ele geçirmesi ve nihayet Roma Cumhuriyetinin Roma İmparatorluğuna dönüşmesi gibi sonuçlara yol açan olaylar dizisi gerçekleşmeyeceği için söz konusu sonuçlar da ortaya çıkmayacaktı.
Buradaki mesele tarihçilerin ve bilhassa tarih felsefesiyle meşgul düşünürlerin uzun zamandır boğuştuğu tarihte determinizm meselesidir. Yani bir olay “olması gerektiği için” mi meydana gelmiştir yoksa dünyayı değiştiren büyük hadiseler bile aslında sıradan birer tesadüfün neticesi midir?
Determinist yaklaşım bu türden önemli olayları en başta siyasi, sosyal ve ekonomik gelişmelerin doğal sonucu sayar. Karşı tez ise dünyanın bir ucunda bir kelebeğin kanat çırpışının dünyanın öbür ucunda fırtına çıkmasına yol açabileceği görüşüdür, basit anlatımla.
Keza tarihteki büyük kırılmaların daima üstün nitelikli bazı büyük adamların eseri olduğu şeklindeki görüş de determinizm karşıtı...