Bütün her yerde lider konumundaki kişiler daha ziyade “laf dinletmeye” önem verirler, oysa liderliğin başarı sırlarından biri “laf dinlemeyi” bilmektir. İyi de kimin lafını dinleyecek lider? Kurumsal birikimin, bilimsel bilginin, uzmanlığın, tecrübenin, rasyonalitenin, objektif verilere dayalı analizlerin lafını.
Peki, sözgelimi savaşta kim kimin lafını dinleyecek? Savaş kararı almak elbette siyasi iradenin yetkisinde olan bir konudur. Silahlı kuvvetler burada her ne olursa olsun siyasi iradenin lafını dinlemek zorundadır. Bunun aksi düşünülemez ama savunma bürokrasisinin, askeri kadroların, strateji uzmanlarının vs. ne dediklerine bakmadan bir “savaş planı” yapılabilir mi?
Söylendiğine göre Putin bunu yaptı. Ukrayna’yı işgal planını Kremlin Sarayı’ndaki bir avuç kişiyle birlikte hazırladı. Başta ordu ve istihbarat olmak üzere devlet kurumlarının bu savaşın kazanılmasının kolay olmayacağını ifade eden raporları Başkanlık katına ulaşamadı.
Bütün devlet kurumlarını fiilen yöneten, iş dünyasını ve medyayı kontrol eden, yapılan son anayasa değişikliğiyle 2036 yılına kadar iş başında kalma garantisi elde etmiş...