AK Parti iktidarına yönelik “ehliyet ve liyakat” konusundaki eleştiriler son yıllarda işitilmeye başlandı. Çünkü eleştiri konusu olan problemli tutum özellikle son yıllarda kendisini gösterir oldu.
Başlangıçta böyle bir tartışma yoktu. Çünkü başlangıçta önemli olan yönetimde başarı gösterebilmekti. Yönetimin başarılı olabilmesi için ise en azından belirli düzeylerdeki görevleri her halükârda işini layıkıyla yapacak kişilere vermek gerektiği biliniyor, uzmanlık önemseniyordu.
Hatta AK Parti öncesinde de durum buydu. Erdoğan İBB başkanı olduğunda belediye birimlerinin her birinin başına ilgili sahanın en iyi uzmanlarını bulup getirmişti. Bazılarını daha önce şahsen tanımadığı kişilerdi bunlar.
Mesela İSKİ’nin başına Veysel Eroğlu, Kültür İşleri’nin başına Şenol Demiröz, personel idaresine Ömer Dinçer, belediye şirketlerinin başına Candan Karlıtekin getirilmişti. (Bunlar ilk anda aklıma gelen birkaç isim yalnızca.) Bu kadronun yönetimi altında -sonuç olarak- Erdoğan’ın siyasi geleceğinin de yolunu açan başarılı işler yapılmıştı.
AK Parti’nin kuruluş ve ilk iktidar devrinde de bu tutum devam etti. Zaten Erdoğan...