Altılı Masa’nın son toplantısında kamuoyunun epeyce zamandır beklediği “ortak aday” konusundaki uzlaşmanın gerçekleşmesi gerekiyordu. Bu olmadı. İYİ Parti’nin Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi konusunda bir rezervinin olduğu son zamanlarda duyulur olmuştu gerçi ama masadan kalkması beklenmiyordu. Çünkü bu konuda bu derecede bir anlaşmazlık söz konusu olsaydı en kötü ihtimalle “ortak aday” yerine “çoklu aday” formülünün müzakeresi yapılabilirdi. İYİ Parti hem ortak aday konusunda herkesten fazla ısrarcı oldu hem de son aşamada kendisi dışındaki beş partinin üzerinde uzlaştığı isme itiraz ederek masadan kalktı. Bu tutarsız tavrın savunulabilir tarafı yok.
Akşener hiçbir şart altında masadan kalkan tarafın kendileri olmayacağını her fırsatta ve her platformda dile getirdiği halde en kritik aşamada niçin verdiği sözden döndüğünü izah edemez elbette. Ne var ki işin bu noktaya gelmesine yine de mâni olunabilirdi. Siyasette nezaket ve güven önemli erdemler. Ama nezaketin fazlası ve güvenin aşırısı o kadar iyi değil demek ki.
Daha birkaç ay önce şunu yazmıştım: “Altılı Masa’nın etrafında özellikle adaylık...