Masonluk hakkındaki neşriyatın alabildiğine genişliğine, bolluğuna rağmen pek zengin olduğu söylenemez. Yalnız Türkiye’de değil, dünyada da öyle. Bir yanda dünyada olup biten her şeyi “Yahudi-mason” komplosuyla açıklayan bir literatür, öbür yanda ise bugüne kadar insanlığın kazancı olarak ortaya çıkan bütün gelişmelerin masonların eseri olduğunu anlatan propaganda yayınları. İkisinin ortasında konuyu bilimsel metotlarla ve mümkün olduğunca objektif bir bakış açısıyla inceleyen eserlerin sayısı çok az. Toplumsal olayların gerisinde Yahudi ve mason komplosu arama geleneği Fransız Devrimiyle başlıyor. Devrimin toplumsal gerekçelerini kabullenmek istemeyen Avrupa’nın muhafazakâr çevreleri bu işin arkasında karanlık bir komplo olduğu fikrine inanma eğilimindedirler. Bu fikirleri savunan dergiler ve kitaplar ilk olarak o dönemde yayınlanmaya başlar. Yahudilerin, masonların, tapınak şövalyelerinin vb. dünyaya egemen olma planlarına ilişkin bildiğimiz literatür bu sırada ortaya çıkar. Fransız Devriminin kendi toplumları üzerindeki etkisinden çekinen birçok devlet de bu türden komplo teorilerinin yayılması için destek verir.