İbrahim Kiras Karar Gazetesi

Maturidi kimliğimiz, Eşari zihniyetimiz

Bu serinin ilk yazısında bir “entelektüel komplo teorisi”nden yola çıkmıştık, hatırlarsanız… Popüler bir anlatıya göre, Anadolu’da 16. asra kadar “akılcı” Maturidi kelamına...

04 Mayıs 2019 | 477 okunma

Bu serinin ilk yazısında bir “entelektüel komplo teorisi”nden yola çıkmıştık, hatırlarsanız… Popüler bir anlatıya göre, Anadolu’da 16. asra kadar “akılcı” Maturidi kelamına dayanan bir din yorumu egemen durumdaydı. Türk Müslümanlığı adı verilen bu İslam anlayışı “nakilci” Eşari kelamının Osmanlı medreselerinde hâkim konuma gelmesiyle yerini büyük ölçüde “Arap Müslümanlığı”na bırakmak zorunda kaldı. Eşari anlayışının medreselere hâkim olması ise Yavuz Sultan Selim’in Mısır’dan getirdiği yirmi bin Arap aliminin etkisi sebebiyledir… Bu anlatının tarihi gerçeklerle ilgisi olmadığını belirtmiştik. Çünkü Mısırlı alimler meselesi bir yana, Eşari kelamının Osmanlı medreselerindeki ağırlığı Yavuz’la başlamaz. En başından itibaren bu ağırlık vardır. Daha önce Selçuklular döneminin medreselerinde de durum böyledir demiştik. Bu durumda çözülmesi gereken başka bir problem kendini gösteriyor tabii: Peki, o zaman Osmanlı’nın resmi mezhebi “fıkıhta Hanefilik, itikatta Maturidilik” olarak kabul edilmiş olmasına rağmen medreselerin müfredatında Eşari kelamının ağırlığı nasıl açıklanacak? “Yavuz’un Mısır’dan getirdiği müderrisler” açıklaması bu sorunu çözüyor görünüyordu ama sen bu çözümü kabul etmiyorsun, yerine ne öneriyorsun? Aslında ilk yazıda da belli ölçüde bir izah ortaya koymaya çalışmıştım… Bu durumun sebepleri olarak iki husustan söz ederek: “İlki, Maturidi kelamı İslam dünyasında uzunca bir süre yaygın kabul görmüş değildi. Dolayısıyla kelam alanında eser veren ve İslam dünyasındaki ilim merkezlerinde ders veren alimlerin çoğu Eşariydi. Belki bunda siyasi iktidarların da bu anlayışı teşvik etmesinin payı vardır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
‘Farklı görüşte olmak’la ‘düşman olma’nın sınırı 21 Kasım 2024 | 191 Okunma Kleopatra’nın burnu daha kısa olsaydı 16 Kasım 2024 | 148 Okunma Erdoğan nasıl aday olacak 12 Kasım 2024 | 487 Okunma Bahçeli, Erdoğan’ın taşlarıyla mı satranç oynuyor? 07 Kasım 2024 | 1.389 Okunma Yanıltıcı bilgileri alenen yaymak 05 Kasım 2024 | 158 Okunma