Çok büyük bir felaketle sınandık, sınanıyoruz. Memleket mahşer yeri gibi. Acımız sınırsız. Bu büyük acıya bir nebze teselli teşkil edebilecek şey milletimizin ilk andan itibaren gösterdiği yüce gönüllü dayanışma oldu. Herkes bir şeyler yapmak için çırpınıyor. Kimi yardım topluyor, kimi yardımları organize ediyor, kimi bunları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya uğraşıyor, kimi arama kurtarma çalışmalarına katılıyor… Diğer yandan, yurtdışından gelen destek mesajları, dualar, yardımlar, afet bölgesinde canla başla çalışan kurtarma timleri “insanlık ölmemiş” dedirten güzellikler.
Gerçekten gözleri yaşartan bir kardeşlik ahlakı, bir dayanışma ruhu, bir iyilik duygusu kaplamış durumda bu acılı ülkenin semalarını. Ama ne yazık ki millet bu felakette sergilediği örnek dayanışma ruhuyla nasıl bir millet olduğunu gösterirken “devlet” de aslında ne durumda olduğunu gösterdi. Daha doğrusu kendisini “devlet” diye göstermeye çalışan “siyaset”...
“Böyle bir günde” aklın da vicdanın da insanlığın da gereği öncelikle enkaz altındaki kardeşlerimizin kurtarılması için çabalamak, bu yolda elimizden her ne geliyorsa...