Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleriyle yeniden gündeme gelen Misakı Millîkonusu aslında bu hususta bildiklerimizin -olayların üzerinden neredeyse bir asır geçtiği halde- bir hayli eksik olduğunu gösterdi. Bunun en önemli sebebi tarihe ve bilhassa yakın tarihe bugünkü politik pozisyonları meşrulaştırma anahtarı olarak bakma alışkanlığımız.
Ne var ki bir başka önemli sebep daha var: Kayıt ve belge eksikliği. Dönemin özel şartları dolayısıyla bilhassa Misakı Milli metninin hazırlanışına dair kayıt ve belgelerin yeterli olduğu söylenemez. Sözgelimi metnin müsveddeleri meselesi konuyla ilgili bilim adamlarını çokça uğraştıran konulardan biridir. Geçen gün ben de değinmiştim: Ankara’da hazırlanmış, İstanbul’da yazılmış ayrı ayrı metinlerden söz ediliyor. Hatta Misakı Millî’nin kendi eseri olduğunu bildiren Hüseyin Kazım Kadri Bey bizzat el yazısıyla kaleme aldığı müsveddenin Bursa mebusu Asaf Bey’de olduğunu söylüyor.