Tarihçi John Lukacs 1914’e kadar olan iki yüzyıllık dönemi Modern Çağ olarak belirliyor ve bu çağa aynı zamanda “Burjuva Çağı” demekte de bir beis olmadığını söylüyor: “Burjuva Çağı aynı zamanda Devlet Çağı’ydı; Para Çağı’ydı; Sanayi Çağı’ydı; Şehirleşme Çağı’ydı; Kişisellik (Privacy) Çağı’ydı; Aile Çağı’ydı; Okullaşma Çağı’ydı; Kitap Çağı’ydı; Temsiliyet Çağı’ydı; Bilim Çağı’ydı; bir de gelişen bir tarih bilincinin çağıydı. Son ikisi hariç bütün bu özellikler bugün zayıflamış bulunuyor ve zayıflamaya da devam ediyor.” (John Lukacs, “At the End of an Age”, Yale University Press, 2003, sh. 15)
***
Modern devletin de Modern Çağ’ın bir ürünü olduğunu söyleyen Macar asıllı Amerikalı tarihçi 15. yüzyıldaki aristokrasiler arası savaşlara ve bundan bile daha yıkıcı olan 16. yüzyıl din savaşlarına tepki olarak ortaya çıkan siyaset modeli arayışının modern devleti inşa ettiğini ileri sürüyor.
Yani, bir anlamda, burjuva sınıfının güvenlik arayışının ürünü modern devlet. Ama sadece vatandaşların can güvenliği değil burada söz konusu olan. Belki ondan bile daha önemli olmak üzere ekonomik faaliyetlerin ve ticaretin güven içinde sürdürülmesini sağlayacak bir siyasi düzen. Bir önceki yazıda bunu anlatmıştık, hatırlarsanız…