Yahya Kemal, Ahmet Haşim ve onların ardından gelen Nazım Hikmet, şiirin yenilenmesi doğrultusunda önemli adımlar atıp açılımlar sağlamış olsalar da modern sayılmazlar demiştik özetle. . . Diğer yandan Necip Fazıl, Dıranas gibi isimler ise yenilikçi olmadıkları halde moderndirler. Zaten, en başta da söylediğim gibi, modern şehirli insan tekine özgü duyguları ve duyarlığı ifade eden temaları itibarıyla modern şiirin “ilk” örneklerini vermiş olan şair olarak Necip Fazıl’ı görüyoruz. Şehirli bireyin can sıkıntılarını, tutkularını, özlemlerini dile getiren ve sayıklar gibi, mırıldanır gibi şiir söyleyen Necip Fazıl ve Cahit Sıtkı’nın ardından Attila İlhan gelir, kimi şehrin caddelerinde kimi de uzak ülkelerde geçen sinematografik maceralarını bağıra çağıra anlatarak. Cahit Külebi toprağın kokusunu, rüzgârın fısıltısını, yaprağın hışırtısını güncelleştirir. Çünkü artık insan taşıyan trenler ve kavun taşıyan kamyonlar Anadolu’ya modern hayatın temalarını ulaştırmışlardır. Modern Türk şiirinin en özgün seslerinden biridir Külebi. Dile hükmeden, dille oynayan, dili plastik hamuru gibi yoğurup biçimlendiren bu şairlerin yanısıra modern şiirin daha derin katmanındaki dil okyanusunda yüzen şairler var bir de.