Milletin kanı donarak izlediği “yenidoğan çetesi” olayı ahlakın, vicdanın, merhametin yani bütünüyle insanlığın alçala alçala yerin yedi kat dibine kadar inebildiğini gösterdi bize. Ancak yıllarca hiçbir kurumun haberi olmaksızın devam etmiş bu büyüklükteki bir organizasyonun bize gösterdiği bir şey daha var: Devletin artık büyük ölçüde devlet olmaktan çıktığı gerçeği. Devletin bütün kurumlarıyla ve bütün fonksiyonlarıyla beraber ortalıktan çekilmiş olduğu gerçeği. Siyasi iktidarın olanca gücüne karşılık devletin neredeyse hiçbir gücünün kalmadığı gerçeği.
Yenidoğan çetesi skandalında ilginç bir detay dikkatimi çekti: Bu tür olaylarda muhakkak devlet içinden kimi işbirlikçilerin olması gerekir. Yolsuzluk sivil kişilerin kendi başlarına işledikleri bir suç çeşidi değildir. Ancak söz konusu olayla ilgili hazırlanan fezleke ve iddianame içeriğine bakılırsa burada suça karışan tek devlet memuru ambulans şoförü görünüyor.
Bu durumda ya işin içindeki devlet görevlileri himaye ediliyor ya da söz konusu çete devlet içinden yardıma veya işbirliğine ihtiyaç duymaksızın yapacağını yapabiliyor. Her iki durumda da devletin iflasını izliyoruz demektir.
Son...