Roma’daki Santa Petronius Bazilikası’nın yanı başına bir AVM yapıldığını, Strasbourg’taki Notre Dame Katedrali’nin kulesinin önünü bir apartmanın kapattığını, Londra’daki Westminster Abbey’nin arka bahçesine lokanta açıldığını, Bremen’deki St. Petri Dom’un duvarının dibine bir gecekondu kondurulduğunu tahayyül edebilir misiniz? Gerçi biz tahayyül edebiliriz ama İtalyanlar, Fransızlar, İngilizler, Almanlar edemez.
Biz maalesef alışkınız bunlara…. İstanbul’daki, Edirne’deki, Bursa’daki ecdat yadigarı eserler bir yana, İslam coğrafyasının en kutsal yeri olan Mekke-i Mükerreme’de gökdelen otellerin tepesinden baktığı Kabe-i Muazzama dört bir yanını kaplayan beton bloklarla boğulmuş durumda. Hem Mekke’de hem Medine’de asrısaadetten bugüne intikal edebilmiş hatıralar inşaat makineleriyle tek tek yok ediliyor. Çok cılız itirazların dışında İslam dünyasından buna karşı ses de çıkmıyor.
Demek ki bu bir zihniyet meselesi öncelikle. Bu zihniyet de büyük ölçüde beşeri ihtiyaçlar piramitinde kültürün...