Seçmen davranışlarını bilimsel metotlarla araştıran birden fazla akademik disiplin var. Psikoloji, sosyoloji, sosyal psikoloji, istatistik gibi farklı bilim dallarının ilgi alanına giriyor sandığa attığımız oy. Niçin şu adaya değil de bu adaya oy verdiğimizin rasyonel gerekçelerini araştırıyor hepsi. Sözgelimi ait olduğumuz kültürel muhitin, aileden gelen alışkanlıkların, ülkedeki ekonomik durumun, dünyadaki gelişmelerin vs... Hepsinin az ya da çok tesiri var oy tercihlerimizde.
Bu konuda en ilgi çekici tezlerden birine göre oy vereceğimiz kişilerin fiziksel özellikleri de belirleyici oluyor seçimimizde. İngiliz antropolog Robin DunbarABD’deki 2008 Başkanlık seçiminin ardından yazdığı bir makalede şunu ileri sürmüştü: “Obama’nın kazanması iki temel nedenden dolayı kaçınılmazdı: İki aday arasında daha uzun boylu olan oydu ve daha simetrik bir yüzü vardı.”
“Hiç olur mu öyle şey” diyecekler için bu tuhaf iddiayı evrimsel psikologlar “Uzay çağı evreninde Taş çağı zihniyetine sahip” olmamızla açıklıyorlar. “Zihnimiz beynin bir ürünü olduğuna ve beyin de çok hızlı evrilmediğine göre düşünüş ve hayatın deneyimlerine tepki veriş biçimimizin ister istemez çok gerilerde kalmış koşullara adaptasyonumuzu yansıttığını” söylüyorlar.