Siyasette yirmi dört saat çok uzun bir süredir demişti rahmetli Demirel. Onun için belki de bir yıl sonra yapılacak bir seçimin sonucunu bugünkü şartlara bakarak öngörebilmek kolay değil. Gerçi iktidar açısından durumun güllük gülistanlık olmadığı belli. Mevcut durumda gireceği bir seçimde başarılı olma şansının çok az olduğunu herkes görüyor. Bilhassa ekonomi kötü yönetimin aynalı vitrini.
Muhtemelen Erdoğan da bunu görüyor olmalı. Öyleyse bu kadar siyasi tecrübeye sahip bir liderin “bile bile lades” demesini beklemek saflık olur. Mutlaka oyunu değiştirmeye yönelik bir hamle yapacaktır. En azından yapmak isteyecektir. Ya herru ya merru diyerek seçime gitmeyecektir. Kaç zamandır her fırsatta muhalefetin adayının kim olacağını sorup durduğu halde kendi adaylığını açıklamak için hiç acele etmeyişi bu anlamda bir siyasi temkinin gereği olmalıdır. Erdoğan kendisiyle ilgili oluşturulan imajın aksine son derece temkinli bir siyasetçidir. Uzun boylu tartıp biçmeden hiçbir ciddi konuda adım atmaz. Burada da öyle yapacağı muhakkaktır.
Görüldüğü kadarıyla muhalefet cenahında da Erdoğan’ın seçime doğru bazı kritik hamleler yapacağına dair bir beklenti var. Ancak onların...