Muhalefet cephesinde seçimin ilk turundan beri moraller bozuk, sinirler gergin, kafalar karışık. İkinci tura da o dağınık psikoloji içinde girildi zaten. Ama şimdi artık sakinleşmeye çalışmak, “Biz nerede hata yaptık” diye düşünüp tartışmak gerekmiyor mu?
Bunu yapmak yerine alelacele suçlu aramaya çıkmak veya bütün meseleyi “Kılıçdaroğlu kalsın mı gitsin mi” tartışmasına indirgemek doğru mu?
Konuşulanlara bakarsanız, eleştiri adına “Kılıçdaroğlu niye aday oldu, onun yüzünden kazanamadık” cümlesi dışında söylenen bir şey yok. Analitik bir değerlendirme arayışı yok. İzlenen siyaseti, uygulanan stratejiyi, seçmeni harekete geçiren fikirleri, toplumdaki algıları, hassasiyetleri vs. konuşan kimse yok.
Siyaset değil konuştuğumuz. Fikirler değil, algılar değil, strateji değil, nerde yanlış yaptık değil, nasıl değişir değil.
İsimleri konuşuyoruz yalnızca. Ahmet gelirse, Mehmet giderse… Ama biraz da öyle olmak zorunda. Çünkü siyaset diline, gelecek vizyonuna, yönetim programına, yol haritasına oy vermiyor seçmenin çoğunluğu. Ahmet’e veya Mehmet’e veriyor.
Gelgelelim Ahmet’in, Mehmet’in donanımı, eğitimi...