Meşhur laftır… İki şey halkın gözü önünde yapılmaz: Sosis ve politika. Çünkü her ikisinin de yapılış şekli normal insanlar için rahatsız edicidir. Sosisi anladık da siyasetin mutfak bölümü niye mide bulandırıcı olsun? Şundan: Siyasetçi de sizin benim gibi bir insan. Duyguları var, zaafları var, hırsları var… Ancak korkularını cesaret, bencilliğini fedakarlık, kendi çıkarını vatanseverlik olarak göstermek zorunda. Yoksa hiçbirimiz oy vermeyiz cesur, kararlı, fedakar vs. olmayan birine. Bu kadar basit.
Dolayısıyla kişisel hesapların, dar grup çıkarlarının, makam mevki pazarlıklarının mümkün olduğunca tenha ortamlarda konuşulması, dışarıdan işitilmemesi gerekir.
Siyasetçiler genellikle bu kurala uygun hareket ediyorlar tabii. Ancak son dönemde alışık olmadığımız birtakım değişik manzaralar da gözümüze çarpar oldu. Görüyoruz ki kimi siyasetçilerimiz kendi aralarında konuşmaları gereken bazı ciddi konulara ilişkin tartışmaları kamuoyuna yönelik şekilde yani halkın gözü önünde yapıyorlar.
Bunun en kötü örneklerine cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde şahitlik ettik. Al takke ver külah pazarlıklar alenen sergilendi. Daha da kötüsü, Millet İttifakı üyeleri kendi aday...