Pazar günü İstanbul’un göbeğinde gerçekleştirilen kalleş saldırı, Türkiye topraklarında masum sivilleri hedef alan uzun zaman sonraki ilk terör eylemi olarak dikkat çekti.
Ülke olarak seçim sathı mailine girmiş olduğumuz ve bu çerçevede kartların yeniden karılmaya başlandığı bir süreçte terörün yeniden sahneye çıkması tesadüf olmamalı. Zira terör faaliyetleri bir anlık öfkeyle gerçekleşen eylemler değildir. Her halükârda birtakım amaçlara ulaşmak için yapılır.
Bu saldırının da somut bir hedefi olduğu, belirli sosyal ve siyasi gelişmeleri tetiklemesi umularak sahneye konulduğu muhakkaktır. Özellikle ülke ve dünya konjonktürü hesaba katılarak bu amacın ne olabileceği, arkasında kimlerin bulunabileceği tahmin edilebilir. Ancak yalnızca analiz yoluyla olayı aydınlatmak elbette mümkün değil. Yargının ve güvenlik birimlerinin çalışmaları neticesinde ortaya çıkacak ayrıntılı bilgiler şimdikine göre daha fazla veriye dayalı bir kanaate ulaşmamızı sağlayacak.
Ne var ki yargı kurumlarının ve güvenlik güçlerinin yürüttükleri araştırmanın siyasete malzeme yapılmaması, “siyaseten işe yarayacak sonuçlar” çıkması yolunda müdahalelerden kaçınılması gerekir....