Washington’dan gelen haberler değil, bizim o haberleri ağzımız açık dinlememiz tuhaf aslında. Çünkü ABD’nin yeni başkanı Trump’ın bütün dünyanın üzerine adeta bir kâbus gibi çökeceği belliydi. Müslümanları ülkeye sokmayacağını, Meksika sınırına duvar öreceğini, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacağını, yurtdışında üretim yapan firmaların fabrikalarını ABD’ye getirmeye zorlayacağını, içeride de yabancıların değil Amerikan vatandaşlarının çalıştırılmasını sağlayacağını vs. vs… seçimden önceki uzun kampanya süreci boyunca anlatıp durmuştu. İşin doğrusu, Amerikan halkı da bu vaatlere rağmen değil, tam da bu vaatleri için oy verdi Trump’a.
Elbette Amerikan kamuoyunun dikkate değer bir bölümü bugünlerde uygulamaya konulan politikaları asla onaylamıyor; özellikle “Meksika duvarı” projesi ve başlangıç olarak 7 Müslüman ülkenin vatandaşlarına kapıların kapatılmasıyla ilk adımları atılan “Müslüman yasağı” vicdanlı ve aklı başında insanların tepkisini çekti. Ancak meydanlarda sürdürülen protestoların Trump’a geri adım attırması ne ölçüde mümkün olabilir, kestirilmesi zor.
***