Suriye meselesi etrafında küresel güçlerin ortaya koydukları tavırlar ahlaki ve ideolojik bakımdan değil, pragmatist siyasi hedefler açısından izah edilmek durumunda. Suriye’de yedi yıldır devam eden iç savaş yüzünden onbinlerce insan hayatını kaybetti; milyonlarca insan evinden, yurdundan oldu. Çünkü gerek bölgesel gerekse küresel güçlerin kendi siyasi hesapları zavallı Suriye halkının canından daha önemli! Tarafların çözüm konusunda bir türlü anlaşamamaları da bu yüzden. Ancak siyasi hesap derken Rusya ve İran’ın durumuyla ABD’nin başını çektiği Batı bloğunun durumu aynı değil. Biri etkin taraf, diğeri edilgen. Rusya ve İran’ın iyi kötü bölgesel temelde bir siyasi stratejileri ve buna bağlı olarak ürettikleri planlar var. ABD ile Avrupalı müttefikleri ise yalnızca bu planlara karşı “oyun bozan” olabilmek peşindeler. Hatta ABD’nin bölgesel müttefikleri olan Suudi Arabistan ve İsrail bile Washington’dan veya Brüksel’den daha fazla ayakları yere basan politikalara sahipler ve zaten ABD’nin bölgesel politikalarına yön gösteren de bu iki başkent gibi görünüyor. Nitekim yedi yıldır İran ve Rusya’nın Suriye’de yaptıklarını bozmaya veya planlarına zarar vermeye çalıştı Amerika ama kendisinin bir alternatif planı hiç olmadı. Sözgelimi karşı blokun “Çözüm Esadlı olmalı” görüşüne karşı “hayır, Esadsız olmalı” diyor ABD ve müttefikleri ama mevcut rejimin yerine ne konulması gerektiğine dair bir önerileri bulunmuyor.