İbrahim Kiras Karar Gazetesi

Türk askeri niçin Katar’da

Katar’a yönelik kuşatmayı başlatan cephenin Doha yönetimine tanıdığı 14 günlük sürenin son gününde Türk birliklerinin Tarık bin Ziyad Askeri Üssü’nde tatbikata katıldıklarının...

20 Haziran 2017 | 767 okunma

Katar’a yönelik kuşatmayı başlatan cephenin Doha yönetimine tanıdığı 14 günlük sürenin son gününde Türk birliklerinin Tarık bin Ziyad Askeri Üssü’nde tatbikata katıldıklarının duyurulması önemli bir gelişme. Zira Doha yönetimi taleplerini karşılamadığı takdirde iki haftadır devam eden ambargonun ikinci aşamasında “askeri işgal” senaryosunun yer aldığını Suudi Arabistan ve BAE sözcüleri acık açık söylemekten geri kalmıyorlardı. Bu çerçevede Türkiye’nin Katar’a asker gönderme kararı başlangıçta sembolik nitelikte görülmüştü ama anlaşıldığı kadarıyla pazar günü itibarıyla Türk askeri fiilen sıcak bölgeye ayak basmış durumda. Peki, bu krizde Türkiye neden bu kadar aktif olma gereği duyuyor? Çünkü bir tarafta Suudi Arabistan, BAE, Mısır başta olmak üzere Ortadoğu’nun en güçlü ve en zengin ülkeleri var, öbür tarafta tek başına Katar devleti. Üstelik Katar karşıtı cephe ABD Başkanı Trump’ın da desteğini arkasına almış durumda. Birçoklarına göre bu kuşatmanın başarıya ulaşması, hatta büyük ihtimalle askeri işgale ihtiyaç kalmadan Doha yönetiminin ehlileştirilmesi beklenen sonuç. *** Daha önce de yazmıştım, Körfez’de ve giderek bütün bir Ortadoğu bölgesinde iki karşıt siyaset anlayışının çatışması var diye… Hatta, son tahlilde bölgedeki siyasi yapılar başlıca iki blok içinde yer alıyorlar diyerek şöyle bir tasnif yapmıştım: “Bir tarafta Türkiye ve Katar yer alıyor, öbür tarafta Suudi Arabistan ve ortakları… Bir tarafta İhvan-ı Müslimin, öbür tarafta IŞİD benzeri örgütler… Bir tarafta Mursi, öbür tarafta Sisi… Bir tarafta Hamas, öbür tarafta El-Fetih… Bir tarafta AK Parti, öbür tarafta FETÖ…” Bu iki blok esas itibarıyla iki ayrı siyaset anlayışını, iki ayrı bölge vizyonunu, iki ayrı dünya görüşünü temsil ettikleri için küresel seviyedeki ayrışmanın da birer tarafı durumundalar. Söz gelimi ABD içindeki bloklaşmaya bakın. Cumhuriyetçiler çoğunlukla Suudi Arabistan-BAE eksenindeki siyaset anlayışıyla uyumlu görünürken Demokratlar bir süredir Türkiye-Katar ekseninde temsil edilen siyaset anlayışına ve bölge tasarımına daha sıcak bakarlar eskiden beri. Diyeceksiniz ki Suriye iç savaşında bu iki cephe arasında bir fark göremedik.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
‘Farklı görüşte olmak’la ‘düşman olma’nın sınırı 21 Kasım 2024 | 193 Okunma Kleopatra’nın burnu daha kısa olsaydı 16 Kasım 2024 | 148 Okunma Erdoğan nasıl aday olacak 12 Kasım 2024 | 487 Okunma Bahçeli, Erdoğan’ın taşlarıyla mı satranç oynuyor? 07 Kasım 2024 | 1.389 Okunma Yanıltıcı bilgileri alenen yaymak 05 Kasım 2024 | 158 Okunma