Yine bir seçim sathı mailinde bulunduğumuz bu günlerde en fazla şikâyet konusu olan sektör medya. Okuyucularının veya izleyicilerinin objektif haber, dürüst ve samimi yorum, doğru enformasyon, gerçekçi değerlendirme beklentilerine cevap veremeyen bir basın imgesi var maalesef toplumun zihninde. Gerçi geçmiş zamanlarda da gazetelerin veya televizyon kanallarının taraflı yayınları tartışma konusu olur, bilhassa bugünkü gibi seçim dönemlerinde sergilenen birtakım yönlendirme çabaları tepki çekerdi ama kamuoyundaki “basın algısı” hiçbir zaman şimdiki derecede olumsuz olmamıştı. Belki bardağı taşıran bir son damla yüzünden… O “son damla” ne olabilir diye bakınca, mesela bugünlerde seçim konusunda yazılıp çizilenleri görüyorsunuz. Ne yazık ki bu yazıların kahir ekseriyeti tribün edebiyatı kapsamında yer alıyor. Yani taraftarı olduğu kesimin, zümrenin, partinin vs. her şeyinin her şart altında savunulması, diğer yandan ise rakiplerin veya düpedüz “öteki”lerin gözden düşürülmesi, suçlanması, itibarsızlaştırılması için elden gelen gayretin gösterilmesi -ve ayrıca bu yolda hiçbir ahlaki kural gözetilmemesi- esasında bir yazı anlayışı, bir gazetecilik anlayışı, bir siyasi angajman anlayışı. . . Daha da kötüsü, kimilerinin “profesyonel amaçlarla” kendi kişisel dünya görüşünün veya siyasi tercihinin aksi yönde tutum sergileyebilmesi… Geçmişte de bunlar yoktu diyemem ama bu kadar değildi diyebilirim.