CUMARTESİ YAZILARI
En başta Necip Fazıl, Sultan Aziz’in cinayet sonucu öldürüldüğünü savunan ve Yıldız Mahkemesi kararlarının doğruluğuna inanan geleneğin en parlak kalemlerinden biri olarak söz konusu literatürün gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Ancak, aynı geleneğin diğer mensuplarına nazaran, mahlu’ padişah hakkında da olumlu kanaatlere sahip değildir:
“Abdülaziz tahtta... Mâli buhran son haddinde... Karadağ mes’elesi alevlenmekte. Herkes ayaklanmakta, Batı dünyası tepemize binmeye hazırlanmakta... İlk fermanlar: Valide Sultana bin kese maaş bağlansın. Şehzadelerin ‘Hazine-i Hassa’ dan verilen maaşları da, Sultan aylıkları gibi mâliye hazinesinden ödensin! Zavallı halk, daha Abdülaziz’in ilk tavriyle, onda vehmettiği Büyük İskender yerine, safi seksen, doksan kıyye çeken bir ahmak peydahlandığını görmeye başlamış ve memleketine mi, onun bönlüğüne mi ağlamak gerektiğini kestiremez olmuştur! Evvelki borçların yükünü karşılamak ve ‘kaime’ rezaletini kapatmak için, Londra’dan iki yüz milyon franklık bir istikraz... Haydi, tütün, tuz, damga, patent...