Seçimden sonra yeni kabinenin açıklanmasını ülke olarak merakla ve ilgiyle izledik. O gün bugündür gazetelerde heyecanlı haberler çıkmaya devam ediyor. İcraat kabinesi… Teknokrat kabinesi… Özel sektör kabinesi… İş dünyası ümitli (veya endişeli)… Piyasaların beklentisi yüksek (veya değil)… Yabancı başkentlerin gözü yeni bakanların üstünde… vs. vs… Bu başlıklar aslında hem toplumun hem de bizim mesleğin yüz yıllık alışkanlıklarının ifadesi. Oysa önceki yıl gerçekleşen 16 Nisan referandumunda kabul edilen ve nihayet 24 Haziran’da yapılan seçimle uygulamaya konulan yeni yönetim sistemi içinde hükümet ve kabine gibi kavramların yeri eskisinden epeyce farklı. Bir defa, artık “Bakanlar Kurulu” yok. Bir kısmı seçimden önce, bir kısmı ise seçimden sonra seri biçimde yayımlanan uyum KHK’larıyla birçok yasa metnindeki Bakanlar Kurulu ibareleri Cumhurbaşkanı olarak değiştirildi. Dolayısıyla “Bakanlar Kurulu”nun mevcut olmadığı bir sistemde “kabine”den söz etmek pek doğru olmasa gerek. *** Biliyorsunuz, yeni sistemde yönetim mekanizmaları Cumhurbaşkanlığı makamında temerküz ediyor. Bakanların rolleri eskisi gibi değil.