Günlük hayatta bazen görüyoruz. Maruz kaldığımız da oluyor. Her türlü fenalığı yapıyor, insanların hayatı ve haysiyetiyle oynuyor, fakat zerre bedel ödemeden, hiçbir şey olmamış gibi yaşantısına devam ediyor. Böyle kimseler var. Pişmanlık duymuyor ve her defasında daha da ileri gidebiliyorlar. Yalan büyüyor, fitne genişliyor, kötülük yayılıyor. Adil mi? Değil.
Oysa yaptıklarına karşılık biraz bedel ödemiş olsaydı, işin rengi değişebilirdi. En azından bazı adımları atmaya cüret edemezdi.
Batı dünyasına mensup birçok ülkenin durumu da bu örneğe uyuyor. Sayılamayacak kadar mümin katlediyor, hayatları yerinden ediyor, kötülükte bulunuyor, fakat bedel ödemiyorlar. Canları yanmıyor. O konforlu hayatlarını güzelce sürdürüyorlar. Adil mi? Değil.
Ahlâk dışı bir sistem kurmuşlar. Örgütlü kötülüklerine karşı kendini veya ülkesini korumaya çalışanı hemen 'terörist', 'diktatör' ilân ediyorlar. Böylece bir adım daha atmış oluyorlar. Güya yaptıkları meşru hale geliyor.
***
Fitnenin ve enaniyetin yıkıcılığı konusunda Afgan mücahitleri örnek veriyorum. Dünyanın iki süper gücünden birini yendiler. Fakat kendilerine yenildiler. Fitne ve enaniyet galip geldi. Sonuç acıdır ve ortadadır.