Arakanlı Müslümanlara uygulanan vahşetin görüntülerine bakamadım. Bakamıyorum. Sanki baktıkça alışıyor insan.
Konu Müslümanlar olunca, nasıl bir zalimliğin içine girdiklerini zaten biliyoruz. Çünkü onların hakkını, hukukunu ve canını koruyacak yapılar henüz vücut bulmadı. Yapanın yanına kâr kalıyor. Bedel ödemiyorlar. Şöyle düşünelim: Her türlü fenalığı işliyor acımasızlığı sergiliyor, yalanı söylüyor; buna karşılık zerre bedel ödemeden, hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor. Adil mi? Değil.
Haysiyetlerini, canlarını ve topraklarını savunmak isteyen Müslümanlara “terörist” etiketi yapıştırıyorlar hemen. Böylece haksızlık ve müdahale kapısı sonuna kadar açılmış oluyor. On beş yıldır yaşadığımız budur. Acı şahitlik.
Bu şahitliğin devamı da var: İslâm ülkelerinin aleyhine terör estiriyorsanız eğer, bir anda özgürlük savaşçısı, gerilla falan oluyorsunuz. Otuz beş yıldır maruz kaldığımız bölücü terör gibi.
Evvela şunu yapmalıyız: Batı dünyasının kelimeleriyle değil, kendi medeniyetimizin diliyle konuşmalıyız. “Radikal İslâmcı” diyorlar, “Radikal İslâmcı” diyoruz. Buna benzer birçok şey.
YÜKSEK KADER