Kudüs’ün hayatıyla ilgili yıkıcı bir karar alınmak üzere. Buna itiraz edebilecek durumda olan kaç İslâm ülkesi var? Sorumuzun cevabı, Türkiye’nin neye karşılık geldiğini de gösteriyor.
İslâm coğrafyası, yirmibeş yıldır korkunç bir yıkım ve fitne dönemi yaşıyor. “Bu bir Haçlı seferidir” ifadesinden bu yana. Geçmişteki Haçlı seferlerinin amacı neydi? Kudüs’ü müslümanların elinden almak. Şimdi ne oluyor? Biraz düşünelim.
Neredeyse bütün yazılarımızda şunu söylüyoruz: Türkiye ağacının gövdesine sımsıkı sarılmak mecburiyetindeyiz. Bazıları hata yapabilir, nefsine uyup yoldan çıkabilir. Öncelikleri ve özellikleri değişebilir. Samimiyet ve dirayet gösteren ana çoğunluğa bakmak lazım. İnsanlar gider, millet ve memleket kalır. Bizi Türkiye Saati ilgilendiriyor.
İslâm coğrafyasını Afganistan’dan Yemen ve Libya’ya kadar tarumar ettiler. Ayakta kalan ve yıkılmadan durabilecek olan tek ülke, Türkiye’dir. Bu hakikat ile maruz kaldığımız operasyonlar birbirinden müstakil değildir.
Pakistan’ı terörle yordular ama bizi yoramadılar. Pes etmedik. Mısır’da yaptıklarını aynı anda ülkemizde de yapmak istediler. Başarısız oldular. Örnekler bu şekilde devam edip gidiyor.
Korumak ve yaşatmak, kurmaktan daha meşakkatlidir. Tam manâsıyla istiklâl kavgası veriyoruz. Bağımsızlık mücadelesinden sonra tekrar bağımlı hale gelmek istemiyoruz. Bugün milletin yanında durmayanlar, memleketin yarınında asla olamayacaklar.