Kafes kuşlarına biraz merakı olanlar iyi bilir. Kuş, mesela kanarya, dünyaya gözlerini kafeste açmış, orada büyümüştür. Onu odada serbest bıraktığınız vakit panikler, bir an önce kafese geri dönmeye çalışır. Ona göre kafesin içi güvenli, dışı tehlikelidir.
Ülkemizin cumhuriyet tarihini biraz bu örneğe benzetiyorum. Bizi kafesin içine razı etmişler. Dışarısının çok tehlikeli olduğuna inandırmışlar.
Türkiye’nin son yılları, aynı zamanda kafesten çıkma çabasıdır. Ne zaman bu yönde bir hamle yapılsa, adım atılsa, belli bir kesim hemen itiraz ediyor. Söylem daima aynı: Bizim orada ne işimiz var? Amerika’yı karşımıza almayalım. Vesaire.
Oysa orası ile burası arasında pek fark yok. Suriye meselesi bunu bize kesin bir şekilde anlattı.
Bakü’nün düşman işgalinden kurtuluşunun yüzüncü yılını dört gün önce kutladık. Bağımsız Azerbaycan, buradan doğdu.
Milletimiz, kıyamet günlerinde bile karşı hamle yapma kabiliyetine ve kuvvetine sahiptir. Kafkas İslâm Ordusu’nun ileri harekâtı bize evvela bunu anlatır.