Yeni kabine belli oldu. Sosyal medyadaki tartışmalara, yorumlara bakarsak, Sayın Kurtulmuş’un Kültür ve Turizm Bakanı olması tenzil-i rütbe olarak görüldü, anlaşıldı. Gerçekten böyle mi?
AK Parti hükümetlerinde bu bakanlığı yapmış isimlerin akıbetlerini göz önüne alırsak, genel havayı normal karşılayabiliriz. Erkan Mumcu, Ertuğrul Günay, Atilla Koç, Yalçın Topçu, Ömer Çelik, Mahir Ünal, Nabi Avcı… Liste bize çok şey söylüyor. Bu bakanlığın ilk feda edilecek yer olduğunu mesela. Gazetelerimizin kültür sanat sayfaları da öyle değil midir?
Kültür ve Turizm Bakanlığı yapıp da ayakta kalan, hâlâ aynı çatı altında bulunan birkaç isim ancak var. Tenzil-i rütbe görüşünü pekiştiren evvela bu hakikattir.
Farklı dünyalara, görüşlere ait isimlerin aynı partinin hükümetlerinde kültür bakanlığı yapması, haliyle şu soruyu akla getiriyor: AK Parti’nin bir kültür sanat politikası var mı? Olmadığı görülüyor.
Yeni öğrendim. Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Genel Koordinatörü, uzun zamandan beri Orhan Karakurt imiş. Mitinglerde Sayın Erdoğan’ı anons ve takdim eden beyefendi. Konuştuğu, danıştığı, görüştüğü bir edebiyatçı var mıdır, merak ediyorum.
***