Hayat bir yolculuk. Geldik, gidiyoruz. Celâl Güzelses’in okuduğu Yaş Destanı var. Diyarbakır yöresinden. Altı dakika sürüyor. Bizim Yunus’un dediği gibi: “Hele bana şöyle gelir / Şol göz yumup açmış gibi.”
Günler bir bilmecedir. Kimi zor, kimi kolay. İnsan da öyledir. Kendimizi tam manâsıyla biliyor muyuz ki, başkalarını bilelim? Hep diyorum: Gün, başının çaresine bakar. Biz kendimizi kurtarmaya çalışalım.
Hayatın uzun namlulu silahları vardır. Kurşun nereden geliyor, çoğu zaman anlayamazsınız. Anladığınızda ise yapacak pek bir şeyiniz kalmamıştır. Bitti.
Belki bir teselli: Her bitiş yeni bir başlangıcı da beraberinde getirir. Oradan gitmek, buraya gelmek. Bir yerden ayrılmak, başka bir yere başlamak. Özetle: Kafesteki kuşların gittiği yerler!
Bir teselli daha: Bu dünyadan bize kalacak olan, gözümüzün gördükleri değil, gönlümüzün duyduklarıdır.
İşte bu yüzden, ‘dille düğümlenen dişle çözülemez’ demişler.