Ak Parti’nin seçim beyannamesinde tevazu ve samimiyet gibi tanıdık kelimeler var. Ana fikir de yabancı değil. Gönül İşi, Mustafa Kutlu’nun ikinci hikâye kitabının adıdır. (1974) Biz birincisi oluyoruz: Ortadaki Adam. (1970)
İlk belediyeler alındığında aktif olarak sahadaydım. Heyecan, sevinç, coşku gibi kelimeler yetersiz kalıyor. İstanbul’u yeniden fethetme duygusu diyebiliriz ancak. İnanmak bir ihtiyaçtır. Şimdi bu inancın ve ihtiyacın neresindeyiz? Akıp giden suya değil de köprüye bakmak lazım. Ne durumda?
Şivekâr’ın Yolculuğu bizim için yazılmış sanki. (İsmet Özel, Bir Yusuf Masalı, Aralık 1999) Şair, “Eskiler aramaz, iz sürerdi” diyor. Devamı: “Noksanı fark ederlerdi, çünkü bütünden / Nelerin koptuğu besbelli.” (Sayfa 79) Bütünden kopanlar arasında, samimiyet ve tevazu kelimeleri de var. Gayret atına binenlerin yanından son model otomobiller süratle geçip gitti. Çakar lambalar eşliğinde.
Genç kardeşlerimle sohbet ederken, sadece şiire konuk olmuyoruz. Konuştuklarımızın bir kısmı: Kitaplara karşı ayağınızı uzatıp oturmayınız. Sol iç cebinize cüzdan koymayınız. Para, kalbe yakın olmasın. O cebinizde kâğıt ve kalem bulunsun, belki ilham gelir. Cüzdan için arka cepler iyidir. Vakit mübarektir, saati sağ kolunuza takınız. Para ele verilmez, masaya yahut tezgâha bırakılır. İnsanlar ve imkânlar karşısında eğilmeyiniz. Hırs sahibi olanlar, kazansa bile kaybetmiş sayılır. Hırsız, hırstan gelir. Ve bunlar gibi.
İnceliklerin çekildiği yeri kabalık ve sığlık istila eder. Sizce artık hangisi baskın geliyor?
Kendimizi kaybederek kazanmak, belki de yenilgilerin en fecisidir.