Milleti ve memleketi tasallut altına almak isteyenler, kirli işbirliklerini her geçen gün daha da pekiştiriyor. Hiç olmayacak isimlerin ve adreslerin aynı çizgide buluştuğunu görüyoruz. Ülkeler dâhil.
Muhalefetin mevcut siyasi tabloyu değiştirmek yahut bir düzenlemeyi engellemek için beraber hareket etmesi, blok oluşturması anlaşılır bir şeydir. Makul ölçüleri ve ülkemizin menfaatini korumak şartı ile. Öte yandan, hiçbir yapıcı öneri sunmadan daima yıkıcı davranmak, sadece siyasetle açıklanamaz. Sürekli açık arayan ve bulduklarını dünyaya duyuran bir muhalefet tarzı olabilir mi?
Kendi ihtirasını, ikbal arayışını, kişisel kinini ‘hakikat’ olarak gören ve gösterenlerden olamayız. Bu şekilde yola çıkanların nerelere ve kimlere kadar gittiğine defalarca şahitlik ettik. Vatanın lokmasıyla güçleniyor, sonra vatandaşa zulmediyor.
Amacına ulaşmak için ayrım yapmaksızın her kesimle iş tutanlardan mutlaka uzak durmalıyız. Paralel ihanet şebekesi ve bölücü terör örgütü konumuz için ibretlik örneklerdir. İşin özü: Türkiye düşmanlığında buluşmak, kimseyi kavuşturmaz. Son kullanma tarihleri geçtiğinde ayrıldıklarını göreceksiniz.
İcraat ve gidişat hakkında itirazlarda bulunabiliriz. Eleştirebiliriz. “Yanlış yapıyorsunuz” diyebiliriz. Bunlar başkadır, kendimizi kullanışlı bir malzemeye dönüştürmek başka. İsim vermeye gerek var mı? Ecnebi bayrağına bürünüp uyuyan ajan gazeteciyi hatırlayalım.
Olaylara bakış açımız, iş tutuş şeklimiz, hassasiyetimiz ve dahi üslubumuz farklı olabilir. Bunlar bizi esas meseleden uzaklaştırmaz. Esas mesele: Türkiye, müşterek derdimiz ve ortak davamızdır.