Ders almayı değil de vermeyi daha çok seviyoruz. Fakat 15 Temmuz’dan mutlaka almamız gereken dersler, ibretler var. Esaslı ve topyekûn bir muhasebe yapılması gerekiyor.
Bir kimseye hakkından fazla değer ve imkân verirseniz, önce sizi tanımaz. Elindekileri size döndürme ihtimali yüksektir. Başkalarının yetişmiş elemanları üzerine bina edilen her şey yıkılmaya mahkûmdur. Kullandığını düşünen, kullanılıyor olabilir.
Vermemek en tesirli eğitim ve terbiye yöntemlerinden biridir. Bir insana her istediğini vermek, onu şımartmak demektir. Sonunda ne isteyeceğini asla bilemezsiniz. Hadsizlik yapabilir. Nihayetinde devletin kendisini istediler.
Uyarıları ‘fitne’ suçlamasıyla karşılayanlar, şimdilerde en ateşli konuşmaları yapıyorlar.
Kendi beceriksizliğini paralel yapı üzerinden temizlemeye çalışanlar, meselenin ciddiyetini hâlâ kavrayamamış olanlardır.
Devleti ve siyaseti kazanç kapısı, fırsat dünyası, imkân furyası, sıçrama tahtası, reklâm ajansı olarak görenlerden değiliz. Kutlamalarda en önde olanların o gece arkada bile olmadığını biliyoruz. Kendi adımıza içimiz rahat. Cesaretimiz pek. Alnımız ak.