Son zamanlarda en çok duyduğumuz ve kullandığımız kelimelerden biri de ‘operasyon.’ Terör örgütlerine ve ihanet içinde olanlara yönelik operasyon değil sadece.
‘Vasatların dayanışması’ hayatın her alanında olur. Şu sıralar en çok siyaset dünyasında görüyoruz bunu. Yetenekleri sınırlı birine imkân verdiğiniz vakit, meziyet ve şahsiyet sahipleri tehdit olarak görünür ona. Onların önünü kesmek için elinden geleni yapar. Bunun örnekleri pek çoktur.
Şimdi görüntü şudur: Millet katında sevilen ve sayılan, karşılığı olan, gelecek için umut vadeden isimler birer ikişer operasyona maruz kalıyor. Sıradaki isimleri tahmin etmemiz zor olmuyor bu yüzden.
İnsanlar bir araya gelir ve sonra ayrılabilir. Vazife bitebilir. Şartlar değişebilir ve başka isimler gerekli olabilir. Sorun bu değil.
Beraber olduğumuz, yürüdüğümüz, çalıştığımız bir insandan vazgeçmek normal sayılabilir. Anormal olan: İnsanların hayatı, haysiyeti ve izzetiyle oynamak, itibar suikasti yapmak, bir daha ayağa kalkamayacak duruma getirmek bize mahsus işler olamaz. Bilhassa başka kimselerin önünü açmak için. Vebal neydi?
Durmadan niyet okumaya çalışıyoruz. Niyetin alfabesi yoktur. Çoğunlukla yanılır, yanlış okur veya anlarız. Kul hakkı neydi?