Bursa, Edirne ve İstanbul. Üç başkenti de düşman işgaline uğramış bir milletiz. Güvenlik endişemizi abartılı ve yersiz bulanların bizi anlamasını beklemiyoruz.
Varlığımıza musallat olanlara bir bakalım. Bölücü terör örgütü veya paralel ihanet şebekesi. Türkiye’nin düşmanları ile onların dostlarının aynı adresler olduğunu görüyoruz. Bu hakikat bize çok şey söylüyor. Özünden uzak düşmemiş ve vatan duygusunu kaybetmemiş herkese söylediği gibi.
Nasıl bir vaziyetin içindeyiz? “Türk halkları iyi bir yaşamı hak ediyor” diyenlerin elinde bile binlerce şehidimizin kanı var.
***
Türkiye, büyük bir zorluğun, kadim bir mücadelenin adıdır. Suriye topraklarında yaşananları düşünelim. Sadece ülkemizin varlığına itiraz ediyor, şerh düşüyorlar. Neden? Üstelik biz, milleti korumak ve ümmeti kollamak için oradayız.
Türkiye, bin yıllık bir harp sahasıdır. Her köşesi acı ve aziz hatıralar barındırır. Batılılar, devasa coğrafyaları, hatta kıtaları, sarsıcı kayıplar vermeden almıştır. Avustralya’dan Kanada’ya kadar. Biz de farklıdır. Yurdumuzun her karışı şehitlerimizin kanı ve insanımızın alın teriyle mühürlenmiştir. Sadece bununla sınırlı değildir elbette. Türkiye’nin ne olduğunu anlamak için biraz geriye gitmek, ayrıca mevcut sınırların dışına çıkmak gerekiyor.