Siyaset yapmak ya da siyaset üretmek denildiğinde akla ilk gelen ve bu türünün hemen öne çıkan en parlak klişesi,“öngörü” denilen meziyet ya da sanata yapılan abartılı atıftır. Siyaset biliminin köklü geleneklerini rehber edinmiş her ciddi siyaset bilimi okulunda duvara asılı olan şu levha hemen göze çarpar; “gelecek bilinemez ama aynı gelecek öngörülebilir.’’ Siyaseti el falından ya da rüya tabirlerinden ayıran nitelik de geleceği en az bugün gibi kesinliğe yakın bir isabetle öngören parametrelere sahip olmasıdır. Gelecek, bugünün kesin verileriyle bilinmeye bir adım mesafede durur. Onu gerçekleşmeden bilinir kılan da ona dair verilerin doğru tasnifi ve doğru analizidir.
Ama anlaşılan o ki, Türkiye’de işler böyle yürümüyor. Türkiye’de ne o