Topu birden Katar’a tavır alıyor ve Türkiye’ye yakın dost olan bu ülke yalnızlaştırılıyor… Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır, Libya ve Doha Katar’la bütün ilişkilerini kesip bu ülkeyi tamamen yalnızlaştırmaya çalışıyorlar… Katar’la hava bağlantısı dâhil bütün bağlarını koparıyorlar.
Ama işin esası tam bir fitne…
Birileri Sünni ülkelerin arasına fitne sokup safları bozmaya çalışıyor… Bunun da adresi Tahran olabilir.
Suudi Arabistan’ın İran ile olan gerginliği derinleşerek büyürken, Katar’ın İran’a “Araplar olarak daha temkinli yanaşalım, bütün köprüleri atmayalım” uyarıları Suudileri kızdırmakla kalmadı son alınan Katar’ı bölgede izole etme kararına dönüştü.
Türkiye de Pers yayılmacılığının ve tehlikelerinin farkında. Hatta Türkiye bu konuda İran’a set çekmek için Katar’da bir askeri üs kurma kararı aldı ve bu Suudiler tarafından memnuniyetle karşılanmıştı ama şimdi iş değişiyor…
Türkiye’nin Katar’dan vazgeçmesi, bu ülkeye arkasını dönmesi söz konusu değil. Hatta Katar emirinin hafta sonu Türkiye’ye geleceği söyleniyor ve bu gezi programının çok önceden hazırlandığı vurgulanıyor. Katar Türkiye’ye hep dost oldu ve Türkiye dostlarını ortada bırakmaz. Yani bu iş para pul işi değil.
Suudi Arabistan da Türkiye’nin dostu ve onlarda Pers yayılmacılığından ciddi şekilde endişe duyuyorlar çünkü Körfez ülkeleri gibi onlarda da patlamaya teşvik edilen bir Şii azınlık var…
ABD de bu işin içinde. İran’a karşı ortak cephe oluşturup bir nevi Müslüman Sünni NATO’su oluşturmak istiyor. Bu da bölgedeki yangını söndürmeye çalışan Türkiye’nin işini zorlaştırıyor. Kuveyt de bizim gibi iki arada bir derede.
Yapılması gereken bu işin bir Sünni-Şii meselesi olmaktan çıkarıp Pers yayılmacılığını önleme operasyonu olarak görmek lazım. Aynı zamanda işi çatışma ile değil İran’a olacakları, başına açtığı işin onu da başını yiyeceğini göstermek lazım…