Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Ortadoğu’da bağımsız bir ülkesi olmayan tek etnik grubun Kürtler olması, bölgedeki bazı Kürt kökenli gruplar için de uzun bir süredir açıkça ifade edilmese bile, bir hayal kırıklığı oluşturuyor. Bu gruplar, dönem dönem, ulusal, bölgesel ve küresel politikanın değişen şartlarına bağlı olarak, bölgesel özerklikten tam bağımsızlığa uzanan farklı talepler dile getiriyorlar. Referanduma da bu çerçevede bakmak yerinde olur.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Devlet Başkanı Mesud Barzani’nin referandum düzenlemesinin hem yurt içi hem de uluslararası nedenleri olduğu söylenebilir. Yurt içinde, Barzani siyasi olarak zayıf ve bugün bölgesel seçimler yapılsa tekrar iktidara gelebileceğinden emin değil. Kamuoyunu ulusal bağımsızlık için harekete geçirerek sadece seçim kazanmakla kalmayıp tarihe de Kürt bağımsızlığının mimarı olarak geçmeyi umuyor olabilir. Dahası IKBY ve Bağdat hükümeti arasında Bağdat’ın petrol gelirlerinden IKBY’nin hakkına düşeni transfer etmemesi de dahil birçok konuda ciddi anlaşmazlık var. Uluslararası perspektiften bakıldığında ise, büyük küresel ve bölgesel güçler tüm dikkatlerini bölgedeki diğer önemli karışıklıklara çevirmiş durumda. Bölgeyi İslam Devleti güçlerinden arındırma çabalarında IKBY’nin Peşmerge milisleri önemli savaş güçlerinden biri. Kısacası kimse IKBY’nin referandum planlarına aşırı bir direnç gösterebilecek konumda değil. Hatta İsrail referandumu desteklediğini açıkladı.
Barzani’nin liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi referandumun arkasındaki en büyük güç. Tam anlamıyla Iraklı bir kuruluş olmayan PKK ve yandaşları da referandumu destekliyor. Süleymaniye’deki Kürdistan Yurtseverler Birliği (PUK) ve diğer birkaç küçük parti ise, referandum konusunda daha az hevesli olsalar bile, kendilerinde alenen muhalefet yapma gücünü bulamıyorlar.
Bu noktada hala bazı belirsizlikler var. Durumu teknik düzeyde ifade edecek olursak, referandumun IKB’nin her yerinde gerçekleşmesi beklenir, fakat nüfusun büyük çoğunluğunun Kürt olmadığı bazı bölgelerde tartışmalar ve çatışmalar hala sürüyor. Bu gerçekler, seçimin bölge çapında sorunsuz gerçekleşmesini zorlaştıracaktır. Bir de Kerkük gibi ‘tartışmaya açık’ olan, Irak’ın hangi bölgesine ait olduğu daha önce gerçekleşecek bir referandumla belirlenmesi öngörülmüş ama oylaması yapılamamış bölgeler de var.
Irak hükümeti referandumu zamansız ve kanunsuz olarak değerlendirirken bağlayıcı olmadığını da savunuyor. Irak anayasası federal bölgelerde ancak belirli şartlar altında referandum yapılmasına izin veriyor. Bağdat hükümeti yakında yapılması planlanan referanduma şiddetle itiraz etti, fakat geri alınamaz bir açıklama yapmak konusunda dikkatli olmaya çalışıyor ama zorlanıyor. Nitekim, sonunda silahlı güç kullanabileceğini açıkladı.
Irak hükümeti, halihazırdaki diğer endişelerini hesaba katınca, IKBY’nin meydan okumasına güçle karşılık vermek konusunda tereddüt ediyor. Bağdat hükümeti uluslararası ve bölgesel oyuncuların IKBY’nin Irak’tan ayrılmasını engelleyebileceğini umuyor. Haydar Al Abadi Kürt liderlerin konuşabileceği, kabul edilebilir bir lider olarak kalmaya devam etmek istiyor.