ABD ile yaşanan vize krizini nasıl okumalıyız? Bir
diplomatik misyonun, ev sahibi ülkenin vatandaşlarının vize
almasını zorlaştırması pek sık rastlanan bir durum değil. Daha önce
ne Türkiye’de ne de diğer pek çok ülkede böyle bir olaya
rastlanmadı. Dolayısıyla bu olağan dışı ve beklenmedik sertlikte
bir adım. Esasen hükümetlerin aralarındaki anlaşmazlıklardan dolayı
iki ülkenin vatandaşları cezalandırılıyor. Yetkililer, Amerikan
diplomatik misyonlarının kendilerini çok sayıda Türk vatandaşına
hizmet sunacak kadar güvende hissetmediği şeklinde bir açıklama
yaptılar. Elimizde Amerikan temsilciliklerinin vize bölümlerinde
şimdiye kadar büyük bir güvenlik sorunu yaşandığına dair bir bilgi
bulunmuyor. Öte yandan, olağan prosedürle ele alınarak
çözülemlenebilecek bir sorun, onarılması zor bir aşamaya geldi.
Cumhurbaşkanımız zaten görev süresi dolduğu için gitmeye hazırlanan
büyükelçiyi bu yaşananları bilerek tasarlamakla suçladı. Olay
muhtemelen bu şekilde cereyan etmemiştir. Böyle bir tedbiri
büyükelçi önermiş olsa dahi, kararı ancak federal hükümet alabilir.
Büyükelçi kendi girişimiyle böyle bir karar alamaz. Sanıyorum bu
Amerikan hükümeti katında düşünülerek, değerlendirilerek alınmış
bir karardır ve kararda Başkan Trump’ın onayı vardır. Sizce
neden böyle bir önlem alındı? Bu sorunun yanıtını salt
güvenlikte değil, daha geniş bir diplomatik etkinlik alanında
aramak gerek. Görünen o ki, Amerikan büyükelçiliği için çalışan
birkaç Türk vatandaşı Fethullah Gülen’le ilişkili olarak
sorgulanmak istendi. Bu mümkün. Amerikan hükümetinin gösterdiği
hassasiyetin ardın...
Gazete Oku Mobil Uygulama
Uygulamadan Takip Edin.