Milli Eğitim Bakanlığı, geçen aylarda imzaladığı birer
protokolle yetki ve görevlerinin birçoğunu, Ensar Vakfı, İlim Yayma
Cemiyeti ile Birlik Vakfı’na devretmişti.
Yürekli bir öğrenci velisi, Danıştay’a başvurarak bu protokollerin
iptali ve yürütmelerinin durdurulmasını istedi. Dava
dilekçelerinde, “din ve değerler eğitimi”ni benimseyen bu
kuruluşların milli eğitim sistemine dahil edilmesinin hangi
hukuksal metinlere aykırı olduğu şöyle özetlendi:
“Protokol özellikle anayasanın ‘Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi’
başlıklı 42. maddesinde yer alan, ‘Eğitim ve öğretim, Atatürk
ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim
esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu
esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz’ hükmü ile
‘İnkılap kanunlarının korunması’ başlıklı 174. maddesinde yer alan
3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu’nda kabul
edilen öğretim birliğine, karma eğitime, eğitimde laikleşme ve
çağdaşlaşmaya (milli kültüre dayalı, demokratik ve bilimsel) aykırı
bulunmaktadır.”
Dilekçenin anlamı çok açık:
Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki Ensarcılar, imzaladıkları protokolle
Türkiye Cumhuriyeti’nin “laik hukuk devleti olma” niteliğini
ortadan kaldırıyorlar.Tıpkı FETÖ’cüler gibi.
Muhtar nikâhı kimin önerisi?
Kemal Kılıçdaroğlu yönetimi,
“imamlara nikâh yetkisi” tanıyan yasaya, “muhtarlara da nikâh
yetkisi verelim” önerisi ile sözüm ona muhalefet etmişti!
Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen,
“muhtarlara nikâh yetkisi” önerisini AKP’nin 2014’te İç Güvenlik
Yasa Paketi ile T...