HDP’nin seçim bildirgesi, “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik
Şartı’na konulan şerhlerin kaldırılması ve ilgili ek maddelerin
imzalanması” vaadini öngörüyor.
HDP’nin “özerklik”ten ne anladığına gelince... Bildirgedeki, şu
tümceden bir çıkarım yapabiliriz: [Haber görseli]
“Özerklik modellerinin ve kendi kendilerini yerinden ve yerelden
yönetmelerine olanak sağlayacak demokratik yönetim biçimlerinin
geliştirilmesi ve yaşam bulması için gerekli adımlar atılacak.
Demokratik özerklik, halkların yönetim ve karar süreçlerine
katılımının sağlanması için hayata geçirilecek.”
“Demokratik Toplum Kongresi” toplantılarında alınan kararlara da
bakılırsa, HDP, “özerkliği” vergi toplamadan tutun silahlı güç
oluşturmaya değin “bölgesel özerklik” olarak dillendiriyor.
Oysa, Prof. Dr. Ruşen Keleş, HDP bildirgesinde vurgu yapılan,
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki “özerk”liğin
“bağımsız”lık anlamına gelmediğini açık seçik dile getiriyor.
Keleş’e göre, devletin yerel ve ulusal çıkarlar arasında uyum ve
eşgüdüm sağlamak amacıyla yerel yönetimler üzerinde bir yönetsel
denetim ve gözetim uygulamasında zorunluluk var.
AB şartı, işte uygulanacak bu gözetim ve denetimin, yalnızca karar,
eylem ve işlemler üzerinde “hukuka uygunluk” yönünden olmasına
olanak tanıyor. AB şartındaki “özerklik” ile HDP’nin dillendirdiği
“özerklik” aynı şeyler değil. Prof. Keleş, AB şartındaki özerkliğin
ne anlama geldiğini şöyle özetliyor: HDP’nin seçim
bildirgesi, “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik
Şartı’na konulanşerhlerin kaldırılması ve ilgili ek maddelerin
imzalanması” vaadini öngörüyor.
HDP’nin “özerklik”ten ne anladığına gelince... Bildirgedeki, şu
tümceden bir çıkarım yapabiliriz:
“Özerklik modellerinin ve kendi kendilerini yerinden ve
yerelden yönetmelerine olanak sağlayacak demokratikyönetim
biçimlerinin geliştirilmesi ve yaşam bulması için gerekli
adımlar atılacak. Demokratik özerklik, halklarınyönetim ve
karar süreçlerine katılımının sağlanması içinhayata
geçirilecek.”