Yalnızca İstanbul’a mı ihanet ettiler gözleri açık?
Ülkesini adeta pazarlamakla mükellefken... “Türban konusunda
mahkemenin söz söyleme hakkı yoktur. Söz söyleme hakkı din
ulemasınındır” derken...
ABD’nin Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi’nin eşbaşkanlarından
bir tanesi olmakla övünürken...
“Lozan’ı bize yıllarca zafer diye yutturmaya çalıştılar. Öyle
bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan’la verdik” diye
hıçkırırken...
Casusluk cemaati başı Fethullah Gülen’i “Biz
gurbette olup şu vatan topraklarının hasreti içerisinde olanları
aramızda görmek istiyoruz. Bu sıla hasreti bitmelidir” diyerek
Türkiye’ye çağırırken...
TSK’deki yurtseverleri tasfiye ederken...
Önüne geleni cezaevine koyup işinden gücünden ederken...
Oslo’da, kendisine bağlı MİT üzerinden PKK ile pazarlık sürdürürken
meydanlarda “Terör örgütüyle pazarlık masasına oturmadık, hiçbir
zaman da oturmayacağız. Bunu söyleyen şerefsizdir” açıklamasını
yaparken...
Cumhuriyetin kurucuları için “iki ayyaş” nitelemesi yaparken...
Ülkeye de yaptılar yapacaklarını, gözlerini kırpmadan...
Yükselen DENİZ
Yobaz takımından liboş takımına toplumun tüm kötücül urları,
Atatürk’e söylediklerini bırakmadılar.
Başlarındaki diktatörü bırakıp devrimci halk önderine saldırmayı iş
edindiler. “Faşist” dediler, “deccal” dediler, “korporatist despot”
dediler.
Düşünün; yüzde 90’ından fazlası kör ca...